top of page
Yazarın fotoğrafıFurkan R.M.T BALCI

2007 yılında nasıl öldüm?

Güncelleme tarihi: 11 Nis 2022

Bu benim yaşadıklarım ve şimdiye kadar anlatmadığım farkındalıklarımdır. Netflix'de izlemeye başladığım " The OA" disizini izlerken tekrar hatırladım ve yazmak istedim.


2007 yılında İstanbul'dan Ankara'ya dönüyordum. Güneşli bir gündü. İşim erken bitmişti. Dönüşte Sapanca'da teyzemi ziyaret etmek geldi içimden. Uğradım. Sohbet, yemek derken saat 21:00 gibi oradan ayrıldım. Koyu füme renk Ford Focus marka bir binek otomobil kullanıyordum. Araçta yalnızdım. Otobana çıktım. 30 dk geçmeden uyku bastırdı. Otobanda hızlıydım her zamanki gibi. İçim geçtikçe uyur gibi olup uyanıyordum. Klasik davranışlarda bulunarak camı açtım vs. kesmedi ve sonrada film koptu.

Her yer karanlıkdı. Rüyada, uykuda gibiydim. Yol uğultusu kulaklarımda idi. Bilincim vardı.

- Tok bir erkek sesi. "Murat uyuyorsun, UYAN" dedi.

Gözlerimi açtım. her yer karanlıktı hala. Bir şey görmüyordum. Sanki gözüm açık değil gibiydi. Başımı sağa sola çevirdim. Baktım ancak görüntü yoktu. Karanlıktaydım...


İkinci kez tekrar oldu.

- Bir erkek sesi. Tokça ve daha sert bir şekilde. "Murat uyuyorsun, UYAN " dedi..

Yine bir katman daha uyandım ve gözlerimi açtım. Her yer karanlıktı hala. Bir şey görmüyordum. Sanki gözüm açık değil gibiydi. Başımı sağa sola çevirdim. Baktım ancak görüntü yoktu. Karanlıktaydım hala.


Üçüncü kez tekrar.

- Bir erkek sesi. Tokça ve daha sert bir şekilde ve sırtımdan tekme atarak. "Murat uyuyorsun, UYAN" dedi..

Bu tekme fizik bedenimi öne itti. Yine bir katman daha uyandım ve gözlerimi açtım. Bu sefer görüntü geldi. Ellerim direksiyonda idi. Aracım yolun sol tarafına bariyerlere 2-3 karış kadar mesafe kala paralel olarak ilerlemekte idi. Çarpmak üzereydim. Ekrandaki hız göstergesine baktı gözlerim. Kadran 160 km/saat gösteriyordu.

Aracımı yavaşça yola şeridime aldım. Arkama baktım. Otobanın üç şeridinde üç sıra araç olmuş ancak kimse yanıma gelmiyordu. Sollama yapmıyorlardı. Sadece selektör yapıp beni ikaz etmeye çalışıyorlardı. Sanırım baya bir süre geçmiş olmalı ki yolun ön kısmında hiç araç yokken arkamda üç şerit araç doluydu.


Kendimce arkadan selektör yapanlara. "Ne uyandırıyorsunuz ! :-) -Bi uyutmadınız! :-)" diye seslenerek üzerimde korku enerjisi oluşturmadan işi espriye çevirdim. Yoluma devam ettim. Uykum açılmıştı ve rahatlıkla kalan 200 km yolu tamamlayıp evime döndüm. Bu olayı da kısa sürede unuttum.

Aradan yıllar geçti. İşlerim ve el attığım her konu beni geriye götürmeye başladı. İşimde benim olmayan hatalar yüzünden müşteri kaybetmeye başladım. Tersine döndü hayatım. Geri geri gitmeye başladı. O zamana kadar kazandığım her şey tek tek yitip gitmeye başladı. Çaresiz kalmaya başladım. İlk önce direndim. Defalarca silkelendim. Tırnaklarımla oluşturduğum iş, ev yaşamım, konumum sürekli geri gidiyordu. Sonunda, 2014 yılında, her şey sıfırlandı.


Anlam arayışım başladı. Bu süreçte Meditasyonu öğrendim; "çakra da nedir?" diye gittiğim tanıtım geçesinde. Vicdan sesimi fark ettim. Bir annenin dokuz yıl önce kürtaj ile aldırdığı bebeğini rahminde fark ettim. O AN'a kadar öğrendiğim, bildiğim her şey tek tek yıkılmaya başladı. Akabinde uyanış sürecim bariz olaylar ile devam etti. Ruhsal alemde fark ettiklerim fizik yaşamımda karşıma çıktı. Sanki delil gösteriliyordu.


Bu yolda ilerledikçe özel ruh dostlarım oluştu. Bir şekilde geldiler. Götürüldüm; tanıştırıldım. Zamanı dolan da bir sebepten uzaklaştırıldı. İnsan-ı Kamil yolculuk süreci olduğunu öğrendim yaşadıklarımın. Hem ruhsalda hem de fiziksel olaylar ile deneyimleyerek öğrenmem gereken konular öğretildi. Yaşatıldı. Fark ettikçe yaşadığım her olay için şükür ettim. Her detayı için tek tek. Yaşadığım her olayın aslında benim yetişmem için olduğunu anladım.


Gelelim Kaza olayına;

Karşıma çıkan bir kişi, ailesi ile araçlarında seyahat ederken Ambulans sesi duyduklarını ve küçük kızlarının da sesi teyit ettiğini ancak yolda hiç araç olmadığını söyledi. Yolda hiç Ambulans yokken sesini bariz duyduklarını ve o günden sonra nasıl iflas ettiğini anlattı.


Bu olay bana kendi yaşadığım otobanda direksiyonda uyumamı hatırlattı. Ertesi sabah görüleri açık bir ruh dostum ile buluştuk. O, yaşadığım bu olayı bilmiyordu. Kimse bilmiyordu, anlatmamıştım. Bir alışveriş merkezinde oturup çay içerken ona vizyon penceresi açtım "ne görüyorsun anlat bana" dedim sadece.

Anlatmaya başladı.

- Koyu renkli bir arabanın içindesin. Sen kullanıyorsun.

- Gece..

- Yalnızsın...

- Çok hızlısın.

- Ama çok hızlısın.

- Sol taraftan bariyerlere çarptın. Aracın döndü. Takla atıyor. Sayamıyorum. Çok. Çok sayıda takla atıyor. Ters durdu. Araç alev aldı yanıyor. Kemerin takılı. Çıkamadın içinden.

Bu olayı dönüştürüp hayatıma devam etmeme izin veren yaratıcımın varlığını bir kez daha anlamıştım. Bu olayı fark etmem de benim için bir dönüm noktası oldu. Aslında o gün ölmüştüm. O yüzden ne yaptıysam olmadı.


Hakikat ile yolculuğum başlamıştı. Hakikatleri fark edip öğrendikçe bildiğimiz bütün bilgiler anlamını yitirdi. Çünkü doğru değillerdi. Üzüldüğümde bu olayı hatırlarım. Kendime sen aslında o gün öldün Murat derim. Bu sana tanınmış yeni bir süreç. Uyanış sanırım bu olsa gerek.

Ya sizce ? Nedir Uyanış?


Bu olay benzeri deneyim yaşayan ve şimdi uyanışta olan ruh dostlarım olduğunu fark ettim. Sizlerin de aslında o gün öldüm dediğiniz olay var mı? Yorumlar köşemizde bizimle paylaşmak ister misiniz?

04/03/2022

F.R. Murat T. BALCI

126 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yunus Emre

Kommentarer


bottom of page